Osmanlı subayının torunu Ermeni avukat Türk vatandaşı oldu!

“Murat” adını alan avukata vatandaşlığa geçiş sürecinde AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin dayanak oldu. Şahin, Matheson’un Türk vatandaşlığına geçişine ait AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Matheson’un büyük dedesi Mihran Mesropyan’ın, Osmanlı ordusunda subaylık ve sarayda başmimarlık üzere misyonlarda bulunduğunu belirten Şahin, Çanakkale Savaşı’nda gazi olan, Suriye’de esir alınan Mesropyan’a hizmetlerinden ötürü devlet nişanı verildiğini anlattı.

Şahin, Mesropyan’ın daha sonra ABD’ye gittiğini ve orada yeni bir hayat kurduğunu belirterek, mimarlık yapan Mesropyan’ın Washington’da sembol olan birçok binanın mimarlığını da yaptığını lisana getirdi.

“ANADOLU’YA VE TÜRK MİLLETİNE AİDİYET HİSSETMİŞ”

Mesropyan’ın torununun oğlu olan avukat Glen Frederic Matheson ile ABD bahislerini çalışan akademisyen bir arkadaşı aracılığıyla tanıştığını söz eden Şahin, “ABD’de yaşayan ve tanınmış bir hukukçu olan Matheson, büyük dedesinin Osmanlı subayı olmasından ötürü Anadolu’ya ve Türk milletine aidiyet hissetmiş ve yıllar sonra Türk vatandaşlığı için teşebbüste bulunmuş” diye konuştu.

“BUGÜN BENİM HAYATIMIN EN MEMNUN GÜNÜ DEDİ”

Matheson’un mevzuyu kendisine ileterek takviye istediğini belirten Şahin, “Bunun üzerine biz de girişimlerimizi İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile birlikte yürüterek Glen’in müracaat sürecini bir buçuk yıl evvel başlattık. Bir ay evvel de vatandaşlığını aldı. Glen Frederic, vatandaşlığını aldığında ‘Bugün benim hayatımın en memnun günü.’ dedi. Türk vatandaşlığına kavuşmasını hayatının bugüne kadar ki en keyifli günü olarak tanımlaması bizi de keyifli etti.” dedi.

OSMANLI SUBAYININ TORUNU MURAT OLDU

Matheson’un Türk vatandaşlığına geçerek Murat Frederic ismini aldığını söz eden Şahin, Türkiye’nin Asya, Avrupa ve Amerika başta olmak üzere dünyanın her yerinde prestijinin arttığını, Matheson’un vatandaşlık talebinin de bunun yansıması olduğunu vurguladı.

“KENDİLERİNE LOS TURCOS, EL TURCO DENİLMİŞ”

Osmanlı coğrafyası ve Anadolu’nun farklı kentlerinden Latin Amerika ve Karayipler bölgesine çok sayıda insanın göç ettiğini anımsatan Şahin, “Ataları, dedeleri Anadolu topraklarında yaşamış yaklaşık 20 milyona yakın insan o bölgelere gitmiş. Bu bölgelerde ‘El Turco’, ‘Los Turcos’ formunda isimlendirilen Anadolu’ya ilişkin bir toplum yaşıyor. Bunların içerisinde Hristiyan Araplar, Ermeniler, Rumların yanı sıra Müslümanlar da bulunuyor. Kendini hala Anadolu’ya ilişkin hisseden ve burayla bağlı olan beşerler, Osmanlı pasaportuyla gittikleri için kendilerine Los Turcos, El Turco denilmiş ve bunu bir kimlik olarak da hala taşıyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.

LATİN AMERİKA’DA OSMANLI TORUNLARI

Latin Amerika ve Karayipler Parlamentosu (PARLATİNO) Türk Delegasyonu Başkanı olduğunu belirten Şahin, Latin Amerika ülkelerinde Osmanlı periyodunda Lübnan, Suriye, Ürdün, Mısır, Anadolu’dan göç eden beşerlerle karşılaştıklarında Anadolu’ya ilişkin hasretlerini lisana getirdiklerine şahit olduklarını söyledi.

Türkiye’nin Latin Amerika ülkelerindeki bu kitlelere ulaşmak için çalışmalar yaptığını aktaran Şahin, şöyle konuştu:

“Bu insanlara ulaşmak için hem Kültür ve Turizm Bakanlığımızın hem de Dışişleri Bakanlığımızın ‘soft power’ formunda çalışmaları var. Ayrıyeten TİKA’nın, Yunus Emre’nin, Marif Vakfı’nın, Diyanet Vakfı’nın, bilhassa Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde, Amerika kıtasında yahut farklı kıtalarda Anadolu’ya ilişkin olan toplumları tekrar inşa ve ihya etmeye yönelik yahut oradaki Osmanlı kalıntılarını, yapıtlarını tekrar inşa ve ihya etmeye yönelik harikulâde faaliyetleri var.

Bu toplumları ilişkin oldukları bu zenginliklere bu topraklara tekrar döndürme, kesilmiş o damarları tekrar inşa etme ve kültür alışverişini tekrar başlatma yolunda yapılan çalışmalar çok değerli. Ben ilerleyen süreçte bu çalışmaların sonuçlarını vereceğini ve kendisini ulusal manada Anadolu’ya ilişkin hisseden, bu coğrafyanın bir modülü olarak kabul eden insanların tekrar Anadolu’ya yönelişini göreceğimizi iddia ediyorum.”

Ankara Üniversitesi’nin bilhassa Latin Amerika ve Karayipler bölgesiyle ilgili bir kürsüsü olduğuna dikkati çeken Şahin, Türkiye’nin bu coğrafyalara ve oradaki insanlara tarihi ve bir imparatorluk bakışıyla bakması gerektiğini de söyledi.

Kaynak: Haber7